bana yardım edin dogruyu bulalım...





bugun basıma ne geldı bilin bakalım.. otobusu de gordunuz hemen yolda bisi oldu yorumlarını duyar gibiyim.. aynen... kardesimi beykent teki - resim gayrettepe yazıyor cunku ben beykentını bulamadım :D idare edin - okulundan almaya gidiyordum saat 17.20 suları falandı..yer bosaldı oturdum.. tam karsımda da bir yazı duyuru varii ilan "hamile gazi ve yaslılara yer veriniz" die.. durup dusundum.. hamıle gazılere ve hamıle yaslılara mı yer verelim yoksa hamıle,yaslı ve gazilere mi... cunku otobuse hem yaslılar hem gaziler - gerci hıcbırı ben gazıyım demedı daha yada bana denk gelmedi :D - hemde hamıleler biniyor.. eh dusununce hepsi bir arada da olabilir.. gunumuz tıp gelıstı menepoza bile girse bir kadın 60-70te doum yapabiliyo..ee bu durumda hamıle yaslılara yer verebilme durumu oluyo.. gaziler olayı biraz garip ama iste..... 
  ben bunlara kafa yorarken yanımdaki amca durtup dedi "kızım ben sımdı uzak gozlugumu aramayayım o camda ne yazıyo gene mi zam varmıs " dedi bende oldugu gıbı okudum.. " hamıle gazi ve yaslılara yer veriniz".. " eh bunlar turkceyı de bılmıyo" dedi benim icin dedim "amca nasıl yazıyosa öyle okudum orada virgul olsa ona göre okurdum" dedim tabi herkes kız haklı valla aaa yazının ezıklıgıne bak espırısınde.. derkennnn bir bomba :D söför onden " biz yer ver desek sanane dıyolar yazınca da begenmiyorlar daha napalım bu kadar oluyo" dedi kiiii adama hak verdik dogru valla o kadar git gel yaptım otobuslerde ben hıc kalkıp yer veren erkek gormedim bazı ailelerde kurnaz cocuklarını oturtuyo falan yanlarına o yorgun hasta bizeee ne lannnn yanii :D neysee söföre doneyım ben.. ordan amca dedi ki yanımda oturan "güzelim türkçeyı mafhediyorsunuz" söför de konustugumuz kadarıyla bız yazabılıyoruz amca " oldu.. ve dogruydu da.. bu kadarını ancak basarabılıyoruz bi ulke olarak ki daha da ii olabiliriz aslında bu yuzden sanırım ben sofyayı daha cok sevıyorum hersey sıstemlı ve ınsanlar egıtımlı bılınclıler otobusler de olsun tramvaylar da olsun... az obiçam te sofia :)))) 

losing my religion.. :))



nasıl bir sarkıdır bu böyle ya... her dinleyisimde tekrar tekrar ordan oraya savrulmamı saglıyor.. bütün düsüncelerimden uzaklara göç ediyorum resmen.. cıkmazdaysam tekrar zirveye dönüşümü saglıyor.. aglıyorsam daha da atesli aglayıp kımı zamansa hıckırıklara bogularak kendıme gelıp sarsılmamı söylüyor su sözlerle...
"I thought that I heard you laughing
 I thought that I heard you sing
 I think I thought I saw you try
 But that was just a dream 

 That was just a dream " 
sadece rüya... hersey gibi bunlarda rüya :) ben güclü bir insanım diyip kendime gelmemi ve kendimden baska herkesin herseyın butun kotu olayların sadece ve sadece rüya oldugunu söyleyip devam ediyorum hayata.. kendi hayatıma sadece kendi basıma...ve simdi hep beraber söyleyelim sizde eslik edin bana tekrar tekrar tekrar          
                                                      "that was just a dream 
                                                       that was just a dream 
                                                       that was just a dream "  

Objektif İs-ti-yor-um ! ! !



simdi ne objektifi istiyorsun ne yapacaksın onu diceksiniz siz... canon eos 450D fotograf makınasına sahıbım.. aslında benım 70-300 objektifim vardı cokta memnundum kendısınden mutluyduk ama kardesımın 23nisan gosterisinde ne yazık ki caldırdım tripodu kurarken ısın garibi calan kisi makınayı bırakmıs objektifi almıs ne uyanık.... :( ve sımdı kit lensten sıkıldıgım ıcın 50mm sabit objektif istiyorum.. 212 liraya da buldum aslında ama alamıyorum iste :( oysa ki ne kadar da istiyorum almayı.. ama gene para biriktiricem öle alıcam artık napalım.. kafaya koydum bi sekılde o objektifi ALICAM !

...


En sevdigim siirlerden biridir "aglama melegi".. jan ender can a ait olmakta.. belki de diğer siirlerine nazaran en cok okurken kendımı buldugum sıırı bu dıyebılırım... simdi sizi siirle basbasa bırakayım... :)

AĞLAMA MELEĞİ
kaya sansarlarını saklayan ormanlar
ağlıyordu
dolmuşlar,unutulmuşlar ve çarşamba günleri
ağlıyordu
baktığım her şeyi öldürüp öldürüp
bırakmıyordu ağlamak

kalbim!
bana günahlarımı hatırlat!
ben onun gözyaşı olabilmek için
sana ne yaptım

içimde vahiyler ağlıyordu
içimde sevdiğim kadının içi ağlıyordu
ben ağlıyordum

garipti gidişi
tarihin çizdiği bütün haritaları yalanlar gibi
tarihin olmadığı bir yere gitti
kim oraya doğru bakıp bir soru sorsa
gidip de geri dönmemekten kendini geri alamaz

ben onun arkasından giden değildim
suçluydum
bir daha tekrar edilmeyecek olandım
o an gelip geçmişti
o yüzden cehennemin cehennemindeyim

hiçbir tren yolculuğu dindirmeyecek
yüzümdeki yaralı hayvanın sesini
seninle hiçbir yere varamadığımızda fark ettim
dünyayı unutmak için yanlış aşkı seçmişim

duy! Bayan Q.
şimdi intihar etmek çocuk işi
çekip gitmek cesaret
unutmaksa karavana

kalbim pavyona satılmış bir kadın gibi
anneliğine geri dönüşsüz

kalbim jet ceset
kalbim artık beni unut
kalbim artık boğul!

şimdi hayat
Tanrının sessizliği kadar kimsesiz
şehrin kafasına sıkılması gereken
bir mermi kadar imkansız

orada dünyada
dünyanın tüm cumhuriyetleri kan içinde kalsın
kara karanfillere yaltaklanan akşamlarda
aynaya baktım
yüzümdeki aynanın yalnızlığını okuyamadım

burada yalnızlık beni delilikle terbiye etti
gideceğini bilmektense uyumak istiyorum
sen gitmeden uyandığımda da
kendimi ölü bulmak

yağmurda
tüm geçmişimi unuturcasına sana sarıldım
sende kırmızı bir gülün içindeki elini
yüzüme sil
nasılsın?
diye soracak olursan
ağlıyorum
nasıl ağlıyorsun?
diye soracak olursan
bir kadeh rakıya bir damla kan damlar gibi

mutsuzum
mutsuzluğun ansiklopedisi oldum
bu pezevenk şehirde
her günüm A'dan Z'ye kan!

çünkü nahif çocuklar
yağmurda yanarak
büyür şehirlerin tersine

Jan Ender Can


sizi okulumla tanıştırayım... :)


























































cok güzel bir okulum var dimi..? bence de... yemyeşil doğa ile iç içe... sofyanın nadide okullarından biri.. Balkanlarda basarılarıyla gayet ünlü ve herkesin hayalini kurdugu fakat sımdıye kadar bir elin 5 parmagını bıle gecemeyecek kadar az sayıda ögrencının gerceklestırebıldıgı yatay gecıs haklarına sahıp :) tabii ögrenciler sadece Türkiye ye gecerken zorlanıyorlar diğer avrupa ülkelerine rahatlıkla gecıs hakkı tanıyor aslında okulumuz.. ama bizim türk ögrencilerimiz türkiye de cok rahat tıp kazanılırmıs gıbı ellerını kollarını sallaya sallaya gecebıleceklerıne ınanıyorlar Türkiye'ye... ben mi ne istiyorum.. ben Türkiye den cok Fransaya gecmek istiyorum..İngiltere veya Danimarka da olabilir... Egitim acısından okulumuzun ingilizce düzeyini pek fazla bilmiyorum ben bulgarca okuyorum ama iyi oldugunu söyleseler bile cogu kisi halaaa konusmayı basaramıyor ve butun stajların bulgarca olması da benım bulgarcayı secmem de buyuk etken oldu acıkcası..gerci olaya mantıklı yaklastıgımız zaman hangı ulkede okursak ya da yasarsak o ulkede konusulan dılde en ıyı egıtım alır ya da basarı saglarız.. fransa'ya ya da ingiltere danımarka hangısı olursa ileri de bulundugum ulkeye ait lisanı kullanmayı ogrenmeyi istiyorum acıkcası ben :)) suanda tabii okulda sadece bulgarca egitimi alıyorum.. ama ikinci dönem resmen tıp ögrencisi olacagım :))